Ünlü sanatçı Müjdat Gezen’in yaşam öyküsü dünyasının renkli isimlerinden bir tanesi. Gezen, geçmişten günümüze birçok önemli deneyim ve anıya sahip. 1934 doğumlu olan sanatçı, hayatının farklı evrelerinde birçok farklı meslek deneyimi yaşamış. İlk kez tiyatroyla tanıştığında, Haldun Dormen Tiyatrosu’nda rol almış ve burada başladığı oyunculuk kariyerine sinemada da devam etmiş. Zeki Müren’in şoförü olarak oynadığı “Kırık Plak” filmi ile sinemaya geçiş yapan Müjdat Gezen, zamanla Yeşilçam’ın önde gelen oyuncularından biri haline gelmiş.
1964 yılında “Ağaçlar Ayakta Ölür” filmiyle Altın Portakal ödülünü kazanan Gezen, bu dönemde Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın gibi ünlü isimlerle birlikte çalışmış. Dört Yapraklı Yonca gibi önemli filmlerde yer alarak, sektörde kendine sağlam bir yer edinmiş. Ancak, zamanla Yeşilçam’ın ve sinemanın değişen yapısına ayak uydurmakta zorlanmış ve bu nedenle sinemadan uzaklaşmış.
Müjdat Gezen’in hayatında önemli bir yere sahip olan Behiye Aksoy ile yaşadığı dedikodu ve bu durumun kendisine olan etkileri, Fahrettin Aslan’a olan düşmanlığa kadar uzanmış. Ancak bu tür zorluklarla karşılaşmasına rağmen, sanat kariyerine devam etmiş ve her zorluğun üstesinden gelmeyi başarmış.
Müjdat Gezen, spor yapmaya özen gösteren birisi. Günlük yürüyüşleri yaparak, kendini dinç tutmaya çalışıyor. Ayrıca, zorlu geçmişinin etkilerinden dolayı titiz bir annesine sahip olan sanatçı, sinemacılığın yanı sıra antikacılık ve koleksiyonculuk gibi hobileriyle de tanınıyor. Bu hobileri, Gezen’e boş zamanlarını keyifli ve verimli bir şekilde değerlendirmesine yardımcı oluyor. Gezen’in, hayatının zirvesine yaklaştıkça keyifli ve dolu dolu yaşama isteğinin dorukta olduğu anlaşılıyor.