Yapay zeka alanında faaliyet gösteren OpenAI ile Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk arasında gelişen gerilim, mahkemeye taşındı. Musk’ın 97,4 milyar dolarlık satın alma teklifinin ardından şirket, Musk’a karşı bir karşı dava açma kararı aldı.
OpenAI, mahkemeye sunduğu belgelerde Elon Musk’ın şirkete yönelik son dönem eylemlerini “kötü niyetli” olarak değerlendirdi. Bu eylemlerin, yapay zeka teknolojilerinin şirket gelişimini engellemeyi ve Musk’ın şahsi çıkarları doğrultusunda yönlendirilmesini amaçladığı ileri sürüldü.
OpenAI avukatları, Musk’ın daha önce yaptığı suçlamalar ve son zamanlarda ortaya koyduğu “düşmanca satın alma teklifi”nin, şirketin vizyonuna zarar vermeye yönelik bir strateji olarak değerlendirildiğini belirtti.
Musk’ın OpenAI ile yolları neden ayrıldı?
Elon Musk, OpenAI’nin kurucu ortaklarından biri olmasına rağmen, son yıllarda şirketle olan ilişkisi gerilmiş durumda. Musk, daha önce OpenAI’yi, “insanlık için güvenli yapay zeka üretme” hedefine ulaşamamakla ve daha çok kar odaklı bir yapıya bürünmekle suçlamıştı.
OpenAI, Aralık ayında paylaştığı bir blog yazısında, Musk’ın geçmişte şirketin tamamen kar amacı güden bir yapıya dönüşmesini savunduğunu, bu durumun da mevcut yönetime karşı yaşanan fikir ayrılıklarının kaynağı olduğunu dile getirdi.
97 milyar dolarlık teklif reddedildi
2025’in başlarında Elon Musk, OpenAI’yi satın almak için 97,4 milyar dolarlık bir teklif sundu.
Musk, bu teklifi, şirketin “açık kaynak ve güvenlik odaklı” ilk misyonuna yeniden dönmesi için yaptığını savunsa da, OpenAI yönetimi bu teklifi “samimiyetsiz” bulup geri çevirdi.
Ayrıca, Musk, OpenAI’nin kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kalmaya devam etmesi durumunda, bu satın alma teklifinden vazgeçebileceğini aktardı.
Hukuki süreç yapay zekanın geleceğini etkileyebilir
OpenAI’nin karşı davasında, Musk’ın teklifinin gerçek niyetinin şirketin kontrolünü ele geçirebilmek olduğu vurgulandı. Şirket avukatları, Elon Musk’ın benzer girişimlerinin engellenmesini talep etti.
Taraflar arasındaki hukuki sürecin sonuçlanma tarihi henüz belirsiz. Ancak bu davanın, yapay zeka teknolojilerinin geleceği ve etik sınırları açısından önemli sonuçlar doğurabileceği öne sürülüyor.