Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre, makine imalat sanayisi ihracatı, 2023’ün ocak-mart döneminde miktar açısından yüzde 7,7, değer bakımından ise yüzde 4,1 azaldı.
İlk çeyrek itibarıyla Almanya’ya 753 milyon dolar, ABD’ye ise 400 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Türkiye’nin makine ihracatında ilk 10’da yer alan ülkeler arasında bulunan İtalya, Birleşik Krallık, İspanya ve Romanya’daki artış oranları yüzde 9,2 ile yüzde 31,2 arasında değişiklik gösterdi.
Tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatı 29 milyon dolar artarken, inşaat ve madencilik makineleri ihracatında 120 milyon dolar, yıkama ve kurutma makineleri ihracatında ise 47 milyon dolar azalma kaydedildi. Bu dönemde 7 alt dalda ihracat artışı görülürken, içten yanmalı motor ve aksamları en yüksek artışı sağlayan grup oldu.
Mart ayı verilerine göre, makine ihracatının toplamda 2,3 milyar dolar olarak gerçekleştiği belirtildi.
“Türkiye’nin yatırım ve faaliyet ortamı dış tehditlerden korunmalı”
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, ABD Başkanı Donald Trump tarafından duyurulan gümrük tarifelerine dikkat çekerek, ABD’nin teknoloji geliştiren sektörlerdeki üretim dengelerini bozarak küresel ticaret kurallarını alt üst eden tarife savaşlarına sebep olduğunu vurguladı.
Dünyanın en büyük makine ithalatçısı olan ABD’nin yerli üretimi korumak adına aldığı tedbirlere şaşırılmaması gerektiğini dile getiren Karavelioğlu, yaptığı açıklamalarda şu hususlara değindi:
“ABD, yıllık 530 milyar dolar ithalat yapıyor ve 280 milyar dolar dış ticaret açığı veriyor. Bu bağlamda, AB’nin 150 milyar dolar, Çin’in ise 340 milyar dolar fazla verdiği gözlemleniyor. Küresel makine imalatının yüzde 35’inin Çin’de, yüzde 53’ünün ise Uzak Doğu’da üretildiği düşünüldüğünde, bu durum ABD’yi sert tedbirler alma yoluna itiyor.”
Karavelioğlu, bu gelişmeler ışığında Çin’in büyük üretim kapasitesini nasıl değerlendireceğinin tüm dünya için önemli olduğunu ifade ederken, “Eğer bu kaotik ortam, Türkiye ile ABD arasında görece avantajlı kalıcı bir dengeye dönüşürse, bu durumda ön koşul, Türkiye’nin yatırım ve faaliyet ortamının dış tehditlerden en iyi şekilde korunması olacaktır.” dedi.
“AB’nin bütün stratejik hamlelerini odağımızda tutmalıyız”
Kutlu Karavelioğlu, Avrupa ekonomilerinin Çin’e göre ABD pazarıyla daha az bağımlı olmasının, Çin kadar sert tedbirlerle karşılaşmayacakları düşüncesinin ana pazarda iyimserlik yarattığını belirtti ve şu ifadeleri kullandı:
“Güvenilir bir ortak olarak, adil ve karşılıklı ticaretins yerine adil ve serbest ticareti ön plana çıkaracak olan AB’nin bütün stratejik hamlelerini dikkate almalıyız.”
Makine ithalatında son 12 ayda yüzde 5 oranında bir gerilemenin yaşandığını aktaran Karavelioğlu, şunları ekledi:
“Yatırım teşvik belgesi ile ithal edilen makinelere uygulanan vergi istisnasının sürmesi, teknoloji geliştiren sektördeki yatırım iştahını kısıtlamakla kalmıyor, aynı zamanda yerli ve yabancı kaliteli makine imalatçılarımızı haksız rekabete maruz bırakıyor. Yeni yatırım teşvik sisteminde yerli makineleri önceleyen tedbirlerin geliştirilmesi, küresel konjonktürün bir gerekliliği olarak değerlendiriliyor.”