Geçtiğimiz hafta Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) düzenlediği toplantıların ardından birçok politika yapıcı, Washington’dan hayal kırıklığıyla ayrıldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın beklenmedik tavırları, küresel ekonomiye dair belirsizliğin artmasına yol açıyor. Bu durum, yatırımları ve harcamalarında düşüşe sebep olabilecek bir süreç başlatıyor; bu da beraberinde enflasyonun yükselmesine neden olabileceği düşüncesini beraberinde getiriyor. Euro’nun değer kazanması, mali harcamaların artışı ve enerji fiyatlarındaki düşüşün, fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar, Haziran ayında Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) üst üste sekizinci kez faiz oranlarını düşüreceğini öngörüyor.
Bank of America, Deutsche Bank ve Morgan Stanley ekonomistleri, mevduat oranının şu anda yüzde 2,25 seviyesinde olduğunu ve en az yüzde 1,5’e gerileyeceğini tahmin ediyor.
AMB Başkanı Christine Lagarde, karşılaşılan şokların boyutunun ve dağılımının oldukça belirsiz olduğunu ifade etti. Bu belirsizlik süregeldikçe AMB’nin faiz oranlarında değişiklik yapamayacağını ve veriye dayalı hareket etme gerekliliğini vurguladı. Son raporlar, Euro Bölgesi’nde zayıf bir büyüme beklentisinin olduğunu gösteriyor. Salı günü yayımlanan IMF projeksiyonlarına göre, 20 üyeli Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme oranının yüzde 1’den yüzde 0,8’e düştüğü belirtiliyor.
Faiz indirimine yönelik açıklamalar
IMF Avrupa departmanından Alfred Kramer, yüzde 2’lik enflasyon hedefine ulaşmanın bir diğer yüzde 0,25’lik faiz indirimiyle mümkün olabileceğini açıkladı. Letonya Merkez Bankası Başkanı Martins Kazaks, enflasyon hedefinin aşılması durumunda doğal olarak faiz oranlarının düşürülmesinin gerekeceğini belirtti.
Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau, Avrupa’da ek bir enflasyon riski bulunmadığını ve AMB’nin faiz oranlarını düşürmek için hala yeterli bir alanı olduğu ifade etti.
Slovakya Merkez Bankası Başkanı Peter Kazimir, Avrupa’da enflasyonun 2026’nın başlarından ziyade, bu yılın sonuna doğru hedefe ulaşacağını aktardı.
Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn, hareket özgürlüğünü koruma vurgusu yaparak, faiz indiriminin gündemden düşmemesi gerektiğini, bu indirimin de “çevik ve aktif para politikası” olarak tanımlanması gerektiğini dile getirdi.
Ekonomik beklentiler
Bloomberg’in gerçekleştirdiği ankete göre, Nisan ayında enflasyon oranının yüzde 2,1’e düşmesi bekleniyor. Eurostat, ekonominin ilk çeyrek büyüme performansına ilişkin ilk tahminlerini açıklayacak ve analistler, bu dönemde yüzde 0,2’lik bir büyüme öngörüyor.
Bu verilerin, AMB’nin bir sonraki faiz kararı ve güncel ekonomik tahminlerinde oldukça önemli bir rol oynaması bekleniyor. Ancak yetkililerin, geleceğe dair sağlam öngörüler elde etmesi zor gözüküyor. Ticaret alanındaki dengelerin tam anlamıyla tekrar sağlanabilmesi ise oldukça karmaşık bir süreç olarak değerlendiriliyor. Trump’ın müzakereler için tanıdığı 90 günlük süre, Temmuz ayı başına kadar sürüyor ve o zamana kadar kalıcı bir anlaşmaya varılıp varılamayacağı belirsizliğini koruyor.