Gürcistan’da Ukrayna’daki Maidan Devrimi’ne benzer bir sürecin yaşanabileceği endişesi giderek artıyor. Ülkenin Rusya ile Batı arasında sıkışmışlığı temelinde yükselen gerilim, “Yabancı Etkinin Şeffalığı” yasa önerisiyle doruğa çıktı. Parlamentoda kabul edilen bu yasa tasarısı, ülkenin bağımsız medyası ve sivil toplum kuruluşlarını hedef alıyor.
Yabancı bağışçılardan fon alan kuruluşların “yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten” olarak kayıt yaptırmalarını zorunlu kılan yasa, protestolara neden oldu. Karşıtlar, yasanın Rusya’da uygulanan “Yabancı Ajanlar Yasası”na benzediğini iddia ediyor ve hükümeti otoriterleşmekle suçluyor.
Gösterilerde öne çıkan gençler ise ülkelerinin Avrupa’ya entegrasyonunu kaybetme endişesi taşıyor. Çoğunluğu AB’ye karşı da şüpheli olan gençler, hükümetin yürüttüğü politikaların ülkelerinin demokrasisini ve özgürlüğünü sınırlayacağını savunuyor.
Gürcistan’ın stratejik konumu, enerji koridorlarının kesiştiği noktada olması ve bölgede oynadığı rol, ülkenin Batı ile ilişkilerini güçlendirmesini gerektiriyor. Ancak hükümetin aldığı kararlar ve uyguladığı politikalar, ülkenin geleceği açısından endişe yaratıyor.
Ukrayna’daki savaşın ardından Gürcistan’ın Avrupa’ya entegrasyonunda bir fırsat olduğu belirtiliyor. Ancak hükümetin bu fırsatı kaçırdığı ve Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini sabote ettiği ifade ediliyor. Ukrayna’nın kaderini yaşamamak adına, Gürcistan’ın egemenliğini koruması ve demokrasisini güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor.