Avrupa Birliği ülkelerindeki 360 milyondan fazla seçmen, önümüzdeki 5 yıllık dönemde Avrupa Parlamentosu’nda (AP) görev yapacak 720 parlamenteri belirlemek üzere sandık başına gidiyor. Seçimler sadece AP üyelerinin belirlenmesini değil, AB kurumlarında üst düzey yönetim kartlarının yeniden dağıtılmasını da beraberinde getirecek. Merkez partiler, seçime aşırı sağ tehdidi altında girerken, istikrarlı bir yükseliş içinde olan aşırı sağ, Avrupa siyasetinde önemli bir rol oynamayı hedefliyor. Popülistler ve aşırı sağcılar arasındaki ayrılıklar devam ederken, yeni yapılanmanın kilit ismi İtalya Başbakanı Giorgia Meloni olarak belirtiliyor.
Seçimlere Avrupa’nın karşıt iki vizyonu arasındaki bir referandum gözüyle bakan Meloni, Avrupa’daki aşırı sağ rüzgârdan yararlanarak hem AP’deki konfigürasyonda hem de AB Komisyonu’nun yapısında etkili olmayı amaçlıyor. Meloni’nin popülist ve aşırı sağ üzerindeki etkisi merakla beklenirken, Gıda fiyatlarındaki artış, ekonomideki durgunluk, göç ve yaşam standartlarındaki gerileme gibi faktörler seçmenler üzerinde etkili olurken aşırı sağ ve popülistlerin AP’de güçlü bir blok oluşturabileceği belirtiliyor. Gençlerin katılımının artmasının beklendiği seçimlerde, sandığa gitme oranında artış olması bekleniyor.
Avrupa Parlamentosu’nun koltuk sayısı 751 iken İngiltere’nin AB’den ayrılmasıyla birlikte bu sayı 705’e düşürüldü. Bugün başlayacak seçimlerde belirlenecek AP üyesi sayısının 720 olacağı açıklandı. AP üyelerinin sayısındaki artış, 12 ülkenin bir önceki seçime göre daha fazla parlamentere sahip olacağı anlamına geliyor. Almanya, Fransa ve İtalya AP’deki üye sayısında ilk üç sırada yer alırken, Malta, Lüksemburg ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi altı parlamenterle son sırada yer alıyor.
